26 Kasım 2009 Perşembe

JoyGame ve Son Destan

Merhaba arkadaşlar, ben bir joygame oyuncusuyum yani WolfTeam oyununu oynuyorum ayrıca JoyGame forumlarında vakit geçiriyorum ve yarın (27 Kasım 2009) betası yayınlanacak olan Son Destan oyununun da takipçisiyim. Size anlatmak istedim çünkü sevdim. Özellikle oyun moderatörleri ve adminleri ile yakın temasta olmanız çok güzel bir şey. Ayrıca Son Destan oyununu da kendimiz tasarlıyoruz. Joygame bizim fikirlerimize her zaman açık ve saçmada olsa sizi kırmadan bunun olmayacağını anlatıyor. Ayrıca yapılabilecek bir şey olmasa da yapmaya çalışıyorlar. Bunun hakkını da alacağını düşünüyorum. Grafikleri çok güzel olmasa da Son Destan yani avrupa versiyonu olan Karos Online güzele benziyor özellikle zıplamalı hoplamalı ve heyecan dolu bir oyuna bezniyor. Labirentlerde sıkışıp kalmak kapıların birden kapanması sağdan soldan duvarların gelmesi yukardan tavanın çökmesi vs vs. Ben Joygameden reklam için para filan almadım ama reklamını yapmaktan da çok memnunum açıkçası ve Joygame'in Türkiye'de iyi bir yer edineceğinden eminim. Lütfen bir girip bakın... VE BURDAN JOYGAME'E TEBRİKLER... http://www.joygame.com/tr/ ve http://www.joygame.com/tr/son-destan-online-oyunu/ üye olun memnun kalacağınızdan eminim ve oyunu geliştirmek için sizinde fikirleriniz gerekebilir... Hadi gelin beraber SON DESTANI YAZALIM!!

7 Kasım 2009 Cumartesi

Prototype

İnsanlığı kurtarmak mı yoksa kendini kurtarmak mı? Eğer bir kardeşiniz varsa seçiminiz insanlığı kurtarmak olurdu değil mi?

Gentek adlı şirket yaptığı deneyler sonucu insan genlerinde büyük hatalara sebep olur. Karakterimiz Alex Mercer gibi birkaç kişi bu deneylerden nasibini almıştır. Alex Mercer mutasyona uğrar ve insanüstü yeteneklere sahip olur, bazı denekler çok daha tehlikeli bir hale gelir ve tüm insanlığa bozulmuş genlerini bulaştırmaya başlarlar. Bizim görevimiz ise Alex Mercer’a geçmişte yaşananlar hakkında bilgi edinmesi için yardım etmek, bu yolda oldukça zorlu engeller bizi bekliyor. New York’u ve tüm insanlığı kurtarmak belki de bizim elimizde.

Muhteşem bir giriş videosunun sizi beklediğini söylemem gerek, ben de girişi biraz gaz verici yapmaya çalıştım ama pek beceremedim, siz videoyu izler oyuna hazırlarsınız kendinizi. Bu video sayesinde karakterimizin yapabildiği hareketleri ve kabiliyetlerini görebiliyoruz. İlk olarak senaryo hakkında bilgimiz yok, oyunda ilerledikçe ve görevleri tamamladıkça bilgiler ediniyoruz. Zaten Alex geçmişe dair pek bir şey hatırlamadığı için bizim de bilgilerimiz kısıtlı oluyor. Yapımın kurgusu sizi içine çekiyor, ara filmlerin de özenle hazırlanması, oyun hakkındaki merakınızı ve heyecanınızı katlıyor.

Spiderman 3'e çok benzeyen bu oyun Spiderman'den çok daha eğlenceli ve oynanması gereken oyunlardan birisi.

Spider-Man 3

Örümcek adam her Spiderman severin bildiği gibi üzerinde deney yapılan bir örümceğin Peter Parker adlı öğrenciyi ısırmasıyla başlar. Güçlerini zamanla fark eden Parker bunları kullanmaya başlar, hikaye budur. Ancak filmindende bildiğimiz gibi 3. seride Örümcek Adamımız karalara bürünüyor ve Siyah Örümcek Adam halini alıyor. Bu siyah madde Parker'in motoruna bulaşıyor ve evine kadar geliyor. Ardından Parker'in vücudunu sararak onu bu hale sokuyor. Peki siyah olmanın ne farkı var zaten kırmızı sıkmıştı değişiklik iyi oldu diyebilirsiniz ancak, siyah olmanında dezavantajları var. Örneğin; Sese karşı duyarlı, tiz bir ses geldiğinde aşırı derecede rahatsızlık veriyor. Ayrıca kontrol tam olarak Parker'da olmuyor. Yani bir yandan da elbise Parker'i kontrol ediyor. Neyse gelelim oyunumuza; Oyunda hem Fotoğrafçılık yapıyorsunuz hemde Örümcek Adam oluyorsunuz. Daily Buggle'den aldığınız fotoğrafçılık görevleri gayet basit ve çabuk bitecek şekilde. Örneğin ilk göreviniz Kertenkele Adamın fotoğrafını çekmek oluyor. Peki ya Örümcek Adam görevleriniz? Onlar tabii ki biraz daha zor üstelik 1. ve 2. seride olmayan bir zorluk daha var. Bombalarda 1,2,3,4 sayılarını kullanarak onları imha ediyoruz. Oyunu oynadıkça ne dediğimi anlayacaksınız. Evet şimdi diğer zor olansa Space(Boşluk Tuşu)+Mouse3(Farenin Ortadaki Tuşu) kombinasyonlarını kullanmamız gerekebiliyor. Yangından kaçarken, bir canavardan kaçarken veya birini kurtarmamız gerektiğinde ekranın ortasında çıkan tuşlara basmamız gerekiyor bu da oyunun zorluklarından birisi. Oyunda çeşitli kombolar var tabi ve çözmeniz gereken hareketler bunları çözdükçe gerçekten oyun süper bir hal alıyor. Adamları sokak lambalarına asma, havada top gibi döndürme ve kafasını bacağın arasına alıp yere çakma gibi çok şık hareketler mevcut. Oyun Manhattan'da geçiyor. Yani bence oynanması gereken bir oyun değil ancak eğlenmek için yada Örümcek Adam hayranıysanız almanız da bir sakınca yok sıkılmadan oynayabilirsiniz. İyi Oyunlar..

4 Kasım 2009 Çarşamba

Mission: Deep Sea (iPhone)

"Biz de varız"

Yıllardır çevremizi kirletiyor, doğal hayatı etkiliyoruz. Küresel ısınma da her geçen gün etkisini artırıyor. Bunun sonucunda da birçok tür tükenmiş durumda, birçoğu da tükenme tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor. Ülkemizde de bu türlerden bir bölümü bulunmakta. Belki de bu türlerden en önemlisi Caretta Caretta kaplumbağaları. Dünyada birçok yerde özel önlemlerle korunan türler arasında bulunan Caretta Caretta'lar, bu sefer bir iPhone oyununa konu oluyor. Ayrıca bu oyunun bizi gururlandıran kısmı ise tamamen Türk yapımı ve Türk sermayesi kullanılarak yapılmış olması.

Bilindiği gibi askeri amaçlarla hayvanların kullanılması, insanlık tarihi kadar eskidir. Haber taşıyan güvercinler bunun en güzel örneğidir. Zırhlı gergedanlar, katil yunuslar gibi uç örnekler de bulunuyor. Yakın zamanlarda da CIA'in insanlar ve hayvanlar üzerinde beyine bağlanan elektrotlarla çeşitli deneyler yaptığı bilinmekte. Bu deneylerde hayvanlar üzerinde çeşitli radyo dalgaları kullanılarak onlara komutlar verilmeye çalışılmış, ancak pek başarılı olunamamış (Red Alert'teki yunusları hatırlayın).

Eşsiz kaplumbağalar

Oyunumuz Mission: Deep Sea, bu konuyu ele alıyor ve bir Caretta Caretta'yı yönetmemize izin veriyor. 2015 yılında “Snapstronics” isimli bir şirket, “n-chip” adında bir çip üretiyor ve bununla birlikte hayvanların hareketlerini kontrol etmek mümkün oluyor. İlerleyen sürede klonlama yöntemi ile türünün devamı garantiye alınan kaplumbağalara bu çipler takılarak insan-kaplumbağa takımları oluşturuluyor. Bu şekilde çeşitli keşif ve kurtarma görevleri için bu takımlar kullanılmaya başlanıyor.

Oyun bizi güzel bir menü tasarımıyla karşılıyor. Yapıma ilk attıktan sonra kaplumbağamızı nasıl kontrol edeceğimizle ilgili kısa bir anlatım ekranı geliyor. İlk bölüm olan Mission: Deep Sea'de, kaplumbağa Buddy ile tanışıyor ve yüzmeyi öğreniyoruz. Gelen görevlerle Buddy ile daha da haşir neşir oluyoruz. Devam eden görevlerle hikâyeyi anlamaya başlıyoruz ve heyecanlı bir maceraya atılıyoruz. Bir süre sonra kendimizi bir antik şehri araştırırken buluyoruz. İlerledikçe gizli bir sualtı üssündeki görevlerle karşılaşıyoruz. Oyun, bölüm bölüm yayınlanacağı için ilk etapta az level var. Fakat bu yüzden yapım kısa sürede elden bırakılacak gibi değil. Görevleri bitirmek için zamana karşı yarışıp buna göre puan alabilir ve bu puanlarla dünyadaki diğer oyuncularla yarışabiliyoruz.

Derinlerden gelen huzur

Grafik ve sesler tatmin edici düzeyde. Gerçek bir sualtı atmosferini hissedebiliyoruz. Oyunun kontrolleri ise bütün oyuncu kitlesi için basit tutulmuş. Zaten bir iPhone oyunu olduğu için kontroller çok kolay. Multitouch teknolojisini sonuna kadar kullanıyoruz. iPhone’u yatay konumda tutup başparmaklarımızla ekranın iki yanını aynen yüzer gibi kenara çekersek ileri gidebiliyor, sadece sağa ve sadece sola çekersek ise sağa ve sola dönmek mümkün oluyor. iPhone'u sağa sola yatırarak da kaplumbağamızı sağa ve sola doğru yatırabiliyoruz. Yukarı ve aşağı gitmek içinse, başparmaklarımızı aşağı ve yukarıya aynı anda hareket ettiriyoruz.

Oyunun en güzel yanı olarak, insanlarda bir farkındalık yaratmasını gösterebiliriz. Maceraya atıldığımız Caretta Caretta Buddy ile kurduğumuz bağ ve yaptığımız görevler, bizi çevreyi korumaya teşvik ediyor. Özellikle çocuklar için bu farkındalığı yaratmak çok önemli ve oyun bunu tam anlamıyla başarıyor. Ayrıca Mission: Deep Sea, satışından elde edilecek gelirin bir kısmını Türkiye ve diğer ülkelerdeki Caretta Caretta koruma ve yaşatma derneklerine bağışlayacak. iPhone'unuz varsa bu güzel ve iyi bir amaç güden oyunu kaçırmayın derim. Oyunun tamamen yerli bir yapım olduğunu da tekrardan hatırlatalım.

Merlinin Kazanı

2 Kasım 2009 Pazartesi

Wolf Team Çoklu Oyuncu(Multi Player)

Wolf Team Online oynanan bir oyundur. Silahlı bir oyun olmasının yanında kurtada dönüşülebilir. Merminiz bittiğinde kurt olabilirsiniz, merminiz bitmesede kurt olabilirsiniz ama pek önermiyorum. Neden mi? Çünkü kurtlar sadece yakın saldırı yapabiliyor yani dibinize kadar girmeleri gerekiyor. Ancak silahla menziline göre vurulabiliyor. Silahların geliştirilebilme özelliği mevcut. Counter - Strike oynayan biri mutlaka oynamalı diye düşünüyorum. Silahlar, vuruş şekilleri, stratejiler hepsi aynı sadece grafikleri daha gelişmiş ve kurta dönüşülebiliniyor. Aynı zamanda oyunda bir rütbeniz var asker rütbeleri, Er, Erbaş, Astsubay, Kıdemli Astsubay bunlardan bazıları rütbeniz arttıkça hem hediyeler geliyor hem de bazı eşyaları almak için yüksek rütbe gerekiyor. Bu yüzden rütbe atlamak gerekiyor. Paranız ne kadar çoksa o kadar iyi, çünkü bazı silahların güçlendirilmesi çok pahalıya geliyor. Ayrıca silahları tam olarak satın alamıyorsunuz. Zamanlı olarak alınıyor. Örneğin 1 Hafta, 1 Ay , 1 Sene gibi (1 sene olmayabilir :D) benim size önerim 1 aya yakın zaman için aldığınız silahları geliştirin. Örneğin 7 gün için aldığınız bir silahı geliştiriyorsunuz. Milyonlarınız gidiyor! 7 Gün sonra hepsi yok oluyor... Tekrar silahı almak zorunda kalıyorsunuz ve tekrar yükseltmeleri yapmak zorunda kalıyorsunuz. Paranızda neredeyse boşa gitmiş kadar oluyor... Oyunun bir güzel yanı ise hafta sonları (Cumartesi, Pazar) 2x GP yani normalde bilinen EXP ve Para veriyor. Yani 2 katını. Normalde Haftaiçleri 1 oyunda 150 gp kazanıyorsanız bu 2 katına çıkıyor ve eksradan birde bonus geliyor. Gerçekten oyun çok sarıyor bence deneyin ben bir kere arkadaşımda oynadım beğenmedim ama sonra bir deneyeyim dedim ve vazgeçemedim ancak rütbeniz atladıkça sizi masalardan atanlar olacak onlarada aldırış etmezsiniz artık... Hmm... Birde unutmadan oyunun en kötü yanı da oyuncuların aynı oyuna girmek için (aynı server) bağlantı hızlarının birbirlerine yakın olması gerekiyor. Örneğin benim ki 2 Megabit ve çoğu servere giremiyorum. Onların hızları ya benden alçak yada fazla, oyunun en sevmediğim yanıysa işte bu...

Psi Ops

Az önce oynamaya başladığım bir oyunu anlatacağım.
Oyuna yeni başladım pek çok şeyi tam olarak bilmiyorum. Ancak anladığım kadarını size aktaracağım. Oyunda Psişik güçler kazanan bir askeriz. Psişik güçler dediğim, Pyrokinesis(pirokinezi) yani ateşe hükmetmek. Telekinesis(telekinezi) bu da nesneleri zihin gücüyle yerinden oynatmak. vs. vs. gibi özellikler kazanıyorsunuz. Bunları tabi ki oyun içinde kullanıyorsunuz ancak oyun sadece bundan ibaret değil ayriyeten birde silahlarınız var. Hem silah ile hemde bu Psişik güçler ile eğlenceli hale gelen bir oyun. Grafik olarak çok iyi sayılmaz ancak çok kötüde sayılmaz orta halli bir grafiğe sahip. Oynarken zevk alabileceğiniz bir oyun.