24 Kasım 2010 Çarşamba

Sıkça Sorulabilecek Sorular

Merhabalar, bu yazımda kimsenin sormadığı ama belkide aklınızdan geçen bir kaç sorunun yanıtını vereceğim. Başlayalım:

S: Sen kimsin arkadaşım?
Y: Ben normal geçimli bir ailenin tek çocuğuyum. 16Yaşındayım (17 sayılır). Oyunlara ve bilgisayara bayılırım. Böyle dediğime bakmayın günde 1 saat belki oyun oynuyorum çok nadiren oynarım oyun :)

S: Eee! Niye yazıyosun peki?
Y: Çünkü bir süre sonra insan bu bilgileri iyi niyet adına birileriyle paylaşmak istiyor. İnsanlarda yararlansın kazık yemesin CD'cilerde. Hele ki bide orjinal alıyorsanız önce bir okuyun güzel mi kötü mü. İyi kötü anlayıp alın oyunlarınızı. Normalde diğer sitelerde yazanların çoğu oyunu beğendirir de beğendirir. Ben oyunu oynarım, sevdiysem sevdiğimi söylerim sevmediysem kötüleyebildiğim kadar kötülerim. Bide insan yazmayı seviyorsa bu nedenlerden dolayı yazıyorum işte.

S: Yazdıkların çok karışık neden bu düzensizlik?
Y: Yazı yazdıkça daha çok düzeltmeye çalışıyorum aslında. Az kitap okurdum eskiden daha bu sene okumaya başladım az buçuk. O yüzden tam olarak cümleler oluşturamıyorum. Edebiyat'tan da nefret ettiğim için ve anlamadığım için cümleleri ateşlendiremiyorum hoşunuza gidecek şekle tam sokamıyorum. O yüzden de daha arkadaşça konuşuyorum sizinle gerçekte olduğu gibi. Daha yakın hissedin okurken sıkılmayın istiyorum.

S: Dersler nasıl?
Y: İyi çok şükür. Sözel tarafım. Az bişeyde fen bilirim ama eğitim şu anda berbat bir yerde olduğu için. Senin fen bilmen pek bi işe yaramıyor. Sadece Fen ve Sözel alamıyorsun. Fen seçersen sayısallarda geliyor. Sayısal seçersen tüm dersler geliyor. Saçma sapan şeyler eğitim berbat!

S: Kişiliğin nasıl?
Y: Kişilik olarak; içine kapanık biraz, çekingen, konuşmayı seven ama konuşamayan ve bu yüzdende saatlerini online oyunlarda geçirmeye çalışıp hiç bir iş başaramayan bir insanım. Şimdiye kadar oynayıpta iyi bir çok arkadaş edindiğim tek çok oyunculu (multiplayer) oyun "GTA San Andreas Multiplayer (SAMP)"tır. Tekrar kişiliğe dönecek olursak "Puıma İnsanları" nın bir çok özelliğini taşıyorum. Puma insanları yani balık burcunun gerçekten geldiği yer. İnsancıl, cana yakın, sevecen, köpek vs. gibi tatlı hayvanları seven bir insanım, kendime görede komik biriyim genelde de öyle değerlendirilirim. Ve öğretmenlerin ve ailemin de söylediği gibi "ZEKASI  OLAN AMA KULLANMAYAN" biriyim sanırım :)

S: Blog'un neden güncel değil çok aralıklarla geliyorsun?
Y: Evet düzensiz olduğunun bende farkındayım ancak her çıkan oyunu alıp oynamıyorum ve eskisi kadar teknolojinin içinde değilim kötü giden bir kaç ders sağolsun. Bu yüzden bu eksik kaldığım derslere çalışıyorum ve fazla vakit ayıramıyorum e yazı yazabilmek içinde önceden yazacağım şeyi mutlaka ya araştırmam yada oyunsa eğer oynamam gerekiyor. Buda biraz zaman alıyor dolayısıyla bende en güncel oyunları alıp yazmaya çalışıyorum bu kadarına yetiştirebiliyorum. Ancak tatil günlerinde daha çok güncel tutmaya çalışacağım. 90 Gün okul tatilinde de tamamen buraya yönelnmeyi düşünüyorum. Ta ki bir forumda güzel bir konuda moderatör olana kadar.

S: Daha önce de bu tip şeyler yaptın mı? Yazar, moderatör vb.?
Y: Evet, elbette yaptım. Bir çok yerde moderatör oldum son olarak www.joygame.com 'da Son Destan oyunun moderatörü olmuştum. Gerçekten çok mutluydum bu görevden çok hoşuma gidiyordu ve severek yapıyordum çok iyi insanlarla iş yapıyordum çünkü onlara güvenim sonsuzdu ancak araya kötü şeyler girene kadar. Bir kaç olay yaşadıktan sonra işler kötüye gitti bilgisayarı bıraktım hayata küstüm en sonunda da zaten siteye 1 yıldan fazladır girmedim ve görevimden alındım. Bu güzel site dışında da bir çok sitede moderatörlük yapmışlığım vardır. Yazarlık konusuna gelince, günlük vb. tutmam ama yazmayı senaryo yazmayı özellikde çok seviyorum.

S: İçinde kalan bişeyler var mı kimseye söyleyemediğin yanlış anlaşıldığın?
Y: Evet var içimde kalan ve söylemek istediğim bir şeyler var. Joygame'de moderatörlük yaptığım zamanda çok mutluydum. Yaşadığım bazı sorunlardan dolayı bir süre bilgisayar kullanmadım ve internete girmedim. Girsem dahi moderatörlük yapacak halim hiç yoktu. Ondan sonra 1 yıl neredeyse öyle geçti gitti. Ama ben hiç bir şey söyleyemedim Adminlere. Ne gideceğimi ne yerime birilerini bulmalarını sonradan ne bir özür ne bir haber. Ruh gibiydim resmen kaybolmuştum. Çok nadiren arada bir sadece siteye girebiliyordum.Ve şimdi her gün siteyi ve reklamlarını gördüğümde keşke söyleyebilseydim diyorum, ben gidiyorum diyebilseydim şimdi en azından gidip forumda bir konu açacak, bir konu hakkında yardım edecek bir şeyler yazmaya yüz bulabilirdim. Bir iki kişinin beni merak ettiğini gördüm forumda gerçekten bu benim için çok önemliydi. Umarım kimse bana kızgın değildir ve Joygame Son Destan oyuncularını da hüsrana uğrattığım için çok üzgünüm lütfen kusra bakmayın hiç böyle olsun istemezdim. Hayalim 4 yıl daha Joygame ile çalışmaktı. Ama olmadı işimi iyi yapamadım. Hepinize iyi eğlenceler :)

S: Oynayıpta en sevdiğin oyun ne?
Y: Sanırım GTA serisini gerçekten çok seviyorum. Bunun dışında adı çok duyulmayan ufak tefek yapımlarda var aralarda ve bir de unutmadan Half Life serisi ve Portal oyununa bayılıyorum. Garry's Mod'da Multiplayer acayip eğlenceli bir oyun oluyor.

Şimdilik bu kadar dinlediğiniz için teşekkür ederim. Thanks for read.

Günümüzdeki İnternet Tarayıcıları

Merhabalar,
Sizinde farkettiğiniz gibi günümüzde bir çok internet tarayıcısı mevcut. O kadar çok var ki bazen hangisini kullanacağımızı şaşırıyoruz. Ben bir çoğunu kullandım. (Şunları: Google Chrome, İnternet Explorer, Mozilla Firefox, Opera, Safari ve belki hatırlamadığım ufak tefek bişeyler daha) Peki neden bu kadar çok kullandım çünkü gerçekten hiç birinden istediğim sonucu alamamıştım. Ancak daha sonra deneye deneye hangisinin daha rahat, kullanımı kolay ve en çok istenilen olarak en hızlı olduğunu araştırdım. Burdan da yazacaklarım zaten kendi önerilerim. Başlayalım; ilk olarak İnternet Explorer'dan başlayayım. İnternet Explorer zaten Windows ile birlikte verildiği için birçok kullanıcı bu tarayıcıyı kullanıyor. Ancak benim gözlemlerime göre İnternet Explorer hem internette surf amaçlı dolanırken yavaş hemde bilgisayarda açılma ve kapanma hızı olarak yavaş. O yüzden de fazla kullanmadım kullanmıyorum da önermiyorum da. Mozilla Firefox'a gelicek olursak, Mozilla'nın en sevdiğim yönü olan tema çokluğu ve sayfa dizaynı. Açıklayalım hemen; Mozilla Firefox'ta istediğiniz temayı daha doğrusu ruh halinize uygun temayı rahatça bulabiliyorsunuz. Ne isterseniz kolayca koyabiliyorsunuz. Sayfa dizaynı konusuna gelirsek Mozilla'da kullanılan bir takım araçlar (add-ons) var bu araçlar ile sizin belirlediğiniz sitelerin sayfalarını başkalarının dizayn etti seçeneklerden seçerek sayfalara tema uygulayabiliyorsunuz. Örneğin Facebook'un sayfasını sade buluyorsunuz ve değiştirmek istiyorsunuz "Greasemonkey" denilen bir araç ile bunu gerçekleştirebiliyorsunuz. Böylece facebookta bulunan işe yaramayan "Tüm arkadaş listeni davet et yoksa çalışmaz" denilen grup ve sayfalardan kurtulmuş olursunuz ayrıca gerçekten de işe yarar bişeyler yapmış olursunuz en azından farkınız olur :) Eğer ortaya fark koymak istiyorsanız Mozilla Firefox'u önerebilirim. Ayrıca genelde Video izlemek içinde çoğu site Mozilla Firefox öneriyor. Google Chrome'a gelecek olursak ben şuan da Google Chrome kullanıyorum. Windows olarak bunu kullanıyorum bide Chrome'un Linux için "Chromium" olanı var onuda Linux'ta öneriyorum. Google Chrome arada bir sitelerde sorun yaratıyor sorunsuz bir tarayıcı değil ancak sadeliği tema kullansanız bile bir sadeliği var, kolay kullanımı ve hızı bana yetiyor bazen açmadğı sayfaları Opera kullanarak açıyorum o yüzden Chrome'un yanında başka bir tarayıcıyada gerek duyuluyor. Mozilla + Chrome olabilir. Opera'ya gelecek olursak Opera da sanırım en hızlı tarayıcı seçildi. Gerçektende yavaş olduğunu söyleyemiyeceğim. Ana sayfasına ekleyebildiğiniz 9 Hızlı Erişim bulunuyor. Böylece sürekli kullandığınız yerlere hızlıca erişebiliyorsunuz. Facebook, Google, Kendi Siteniz, Blogunuz, Twitter gibi şeyleri ekleyebilirsiniz. Safari de ise bilgisayarda iyi olmayan kullanıcılar biraz zorlanabilir o yüzden fazla önermiyorum ancak Apple için 1 numara Safaridir. Safarinin yanında getirdiği Apple destekli QuickTime Player ve ıTunes gibi araçlar var. Eee bu kadar şey anlattın hiç bişey anlamadık diyorsanız eğer kısaca şunu söyleyebilirim ki; eğer havalı olmak istiyorum bilgisayarımda diyorsanız Mozilla Firefox. Yok arkadaş o kadar hava sade göz yormayan sakin birşeyler istiyorum diyorsanız Google Chrome öneriyorum.

21 Kasım 2010 Pazar

Two Worlds 2

Tekrar merhaba arkadaşlar uzun bir aradan sonra tekrar beraberiz. Şimdi size anlatacağım oyun Two Worlds 2 öncelikle oyun hakkında kısa bilgiler veriyim.

Two Worlds 2 güzel grafikli bir RPG oyunudur. RPG Nedir? Role Playing Game yani Rol Yapma Oyunu. Gerçek hayatta ki gibi davrandığınız biraz daha tabi ki fantezi dünyasında geçen bir oyun türüdür.

Şimdi Two Worlds ile ilgili şunu söylemeliyim ki oyunu ilk defa duydum ve şu sıralarda böyle kılıçlı mılıçlı oyunlara takmış durumdayım. Assassins Creed sağolsun. Şimdi size şunu söylemeliyim ki benim bulduğum bu konularda hem en iyisi hemde grafikleri en iyi olan oyun. Mount & Blade'in de grafikleri güzel tabi ki ama nedense ben o oyunu sevemedim. Ama kötü demiyorum çok güzel bir oyun olmasına rağmen sevemedim. Şimdi oyunumuza dönücek olursak 3 in 1 durumu var yani 3 karakteristik özelliğin hepsi birinin içinde o da kontrol ettiğiniz kişi. Hem Kılıç hem Ok-Yay hemde Büyü konusunda kendinizi geliştiriyorsunuz. Genelde büyü sevmem ama güzel büyüler var gerçekten çok az kullandım ama ilk başta görevler veriliyor sanırım kullanmayı öğrenmek için onları yaparken öğreniyorsunuz biraz. Ok olayıda güzel oklarınız bitmiyor yani 1 tane yay ve 1 adet ok yetiyor diğer okları atabilirsiniz envanterde yer kaplamaması için. Tabii ki level yükseldikçe daha güzel şeyler kullanıyorsunuz.

OYNANIŞ

Oyun oynanış bakımından güzel ve ne tesadüftür ki Assassins Creed'e de benziyor grafik olarak değil oynanış olarak. Yani "Assassin Skilli"niz olsun, koşma olsun benziyorlar. Mouse'un sağ tık'ına basarak koşabiliyorsunuz ve eğer sabit duruyorsanız yani W,A,S,D tuşlarından herhangi birine basmıyorsanız Mouse'un sağ tık'ına bastığınızda adam eğilir ve böylece düşmanlarınızın arkasından sinsice giderek onlara sessiz bir şekilde saldırabilirsiniz. Birazcık strateji geliştirerek koca bi orduyu devirebilirsiniz belkide... Oyun oynanış bakımından kolay aslında diğer RPG'lere karşın. Çift kılıç kullanabiliyorsunuz tek elli kılıçlardan 2 tane takabiliyorsunuz yani. Çift elli kılıç kullandığınızda maalesef olmuyor. Ayrıca şöyle bir şey de var örneğin çayırda çimende geziyorsunuz dolaşırken "el işareti" çıkacaktır ve size "bunu alabilirsiniz" manası verecektir. Bu alacağınız şeyler çiçektir, ot ve diğer bitkilerdir. Bunlar tıpkı gerçek hayatta olduğumuz gibi topladığımız kekik, nane, ıhlamur, ada çayı vb. şeylerdir. Her birinin değişik özellikleri var ve bu otları birleştirerek bazı iksirler yani daha doğrusu içecekler oluşturuyorsunuz bunlarda size bazı güçler kazandırıyor örneğin 2 saat boyunca 5 kat daha hızlı olucaksınız veya canınız daha hızlı dolucak gibi ve bu otların içine kestiğiniz bazı hayvanlardan çıkan şeyleride karıştırabiliyorsunuz maksimum 5 farklı nesneyi karıştırabiliyorsunuz birbirine.

GRAFİK

Oyun grafik olarak gerçekten çok güzel. Arazide çok güzel tasarlanmış diyebilirim grafiksel açıdan. Uzun dalların üzerilerinden geçtiğinizde dallar sizinle beraber geliyor ve sizden kurtulduğunda geri gidiyor yaylanıyor. Sonuç olarak grafiksel açıdan iyi bir oyun mükemmel olmasa da size "uff bu ne biçim at ya" dedirtmicektir. Bir de resim vereyim kendiniz internetten bakarsınız elbette ama bir link olsun. http://www.oyuniks.net/wp-content/uploads/77176_TwoWorlds2_Altar_normal.jpg Aslınca bakarsanız buradakinden daha güzel olduğunu söyleyebilirim :)

Sonuç olarak; eğer RPG seviyorsanız ve bir Online oyun yerine onun online olmayanını (offline) oynamak istiyorsanız, grafikleride güzel olsun kolay oynansın büyüsü oku kılıcı hepsi bi arada olsun diyorsanız bu oyunu oynayabilirsiniz. Hoşunuza gideceğini düşünüyorum... İyi oyunlar.. :)