12 Aralık 2010 Pazar

Bully: Scholarship Edition

Mükemmel bir macera
Bully... Bully kelime anlamıyla Türkçe'ye çevrildiğinde "Kabadayı" anlamına gelir. Oyunda işte tam bunun üzerine kurulu. Normalde okulda ve günlük yaşantımızda saygılı ve söz dinler bir kişi oluruz. Yapmak istediklerimizi yapamayız çoğu zaman. Örneğin okulda çok güzel bir kız görürsün ama açılamazsın ya da birini dövmek istersin dövemezsin. İşte "Rockstar Games" de böyle düşünmüş olacak ki mükemmel bir macera ile birlikte bize bu oyunu sunmuş. Peki bu oyunla beraber ne sunmuş? İşte bunları..

Kavga et, Derse gir, Okuldan kaç
Bully'de tam olarak bize sunulanlar aslında bu kadar ama "R*  Games" (Rockstar Games) bunu öylesine harmanlayıp, çoğaltıp ve içine sevgi (!) katmış ki oyun tadından yenmez bir hal almış. Saatlerce bilgisayardan kalkmayan kişiler ancak bunları boş gören, "Oturmak istemiyorum ama yapıcak başka bişey yok." diyen arkadaşlar işte sizin için bu oyun. Bu oyunda düşman taraflara torpil fırlata bilirsiniz, sapan ile şeylerinden vurup acı içinde kıvrandırabilirsiniz, kendi yapımınız gaz bombasını atıp öksürükten boğabilirsiniz... Oyun şöyle işliyor. Ailesinin zoruyla okula yazılan Jimmy Hopkins (yani biz) hiç istemediği bir okula geldiği için ve buralarda da oturmadığı için biraz dışlanıyor. Bu yazıldığı okul bir akademi burada hem ders görüyor hemde yatılı kalıyor. Yatarken pijamalarını giyip, kalktığında da okul kıyafetlerini giymeli eğer özel bir yere gidecekse bazı yerler özel kıyafet istiyor o kıyafetleri giyip göreve başlayabiliyorsunuz. Okul içindeyken güvenlik görevlileri var ve sizin okulda çok rahat hareket etmenize izin vermiyorlar. Özellikle işi yaradıkları alanlar ise; geceleri yatmayıp avanak avanak dolanıyorsanız ve ders zili çaldığı halde hala okulda aval aval dolaşıyorsanız. Ayrıca okulda birilerini dövdüğünüzde de size sataşıyorlar. Bazen oyun izin veriyor ve sizi yakaladıklarında karşı koyabiliyorsunuz. Dersler dedik giriliyor dedik... Dersler bizim bildiğimiz 9. Sınıf dersleri ile başlıyor. Matematik, kimya, biyoloji, coğrafya gibi.. Biyoloji ve coğrafyayı çok sevdim. Ayrıca coğrafya dersi sayesinde gerçekten benimde coğrafya dersimin geliştiğine yemin edebilirim :) İlk önce dünyadan ülkeleri soruyor coğrafya dersinde sonra Amerika'nın eyaletlerini soruyor. İnternetten ABD'nin eyaletlerine bakmaktan her yerini biliyorum artık bazen de zaman yetişmiyor filan birkaç kere yapmak zorunda kalıyorsunuz. Bende öyle yaptığım için artık ezbere bliyorum ABD'nin içini :).. Peki bu dersler var ama ne işe yarıyor. Sadece bizi mi engelliyor. Tabii ki hayır. Örneğin; kimya dersi çok önemli bir ders oyunda çünkü o derste ilerledikçe kimyasal bazi silahlar yapabiliyorsunuz gaz bombası gibi sonra bunu düşmanlarınızın üzerinde kullanabiliyorsunuz. Sonra spor dersinde sapanınızın gücü artıyor. İngilizce dersinde (bize göre düşünürsek bizim Türkçe dersimiz) iyi olduğunuz zaman. Dil bilgisi artıyor ve konuşma yeteneğiniz gelişiyor. Örneğin yanlışlıkla birine vurdunuz filan tam sizi dövücek özür dileyerek kurtulabiliyorsunuz. Yada karşınızda ki kişiyi korkutabiliyorsunuz. Ayrıca bazı derslerden iyi olduğunuzda ödül de kazanıyorsunuz giysi filan.

Amacımız kimseyi kırmak değil diyemem
Amacımız elbette ki bunun tam tersi yani birilerini üzmek ortalığı dağıtmak ve okulun en güçlü kabadayısı olmak. Hem en zeki hem en yakışıklı hem en varlıklı hem en korkutucu hemde okulu kontrol eden bir kabadayı olmaya çalışıyoruz. En sonunda da bunu başarabiliyorsunuz. Çok garip görevler var oyunda gerçekten. Beden öğretmeninin bizden istediği bir görevde kızların yatakhanesine giriyoruz ve onların iç çamaşırlarını topluyoruz. Böylede sapık bir beden eğitimi hocamız var o yüzden dikkatli olun.. :)

11 Aralık 2010 Cumartesi

iPhone 4G geliyor..

Iphone 4g yeniliklerle geliyor. iPhone 4G için  Tüm yenilikler derlenmiş olarak burada:
iphone 4g yeni düz kasası, 3g de olduğu gibi metal bir çerçeveye sahip. 5 megapiksel çözünürlüğe ulaşan yeni kamerası artık daha net görüntüler elde etmeyi sağlayacak. 3g görüşmeler yapabilmek için ise ön tarafta yeni bir kamera var artık. 960′x640 px ekran çözünürlüğü ve 320 ppi görüntü yoğunluğu tahmin ediliyor.
Yeni iPhone 4g’nin yaklaşık  fiyatları, işlemcisi ve SIM kartı Apple pazarlama politikası olarak Yeni iPhone fiyatlarını eskilerinden de ucuz yapacak diye bir söylenti var. ipad için kullanılan bir işlemci Yeni iPhone 4g de de kullanılabilir. iPad WiFi ve 3G model kullanıcıları micro-SIM kart kullanıyor, muhtemelen yenisi de böyle olacak. Pili büyüterek batarya ömrü uzun tutulmuş.
iPhone OS 4.0 yeni modelde muhakkak olacaktır.

Twitter 12 Terabayt Veri Topluyor

Sosyal paylaşım sitesi twitter, her geçen gün artan ziyaretçi sayısı ve sadık kullanıcı kitlesiyle artık birçok insanın vazgeçilmezi haline geldi. Bu yoğunluk sitede oluşan toplam veri birikimine de etki ediyor. Günde 12 TB lık veri depolanması ve bu verilerin text yazı formatında olması, twitter kullanımının ne kadar yaygın olduğunu gözler önüne seriyor.

İletişim

Benimle iletişim kurabileceğiniz mail adresleri aşağıda verilmiştir. Bunun yanında Twitter'dan da takip edebilirsiniz.

MSN: renegade_fb_1907@hotmail.com

E-Mail: guneyarslan95@gmail.com

E-Mail alternatif: renegade.1907@mynet.com

Twitter: http://twitter.com/#!/teknogamespawn

24 Kasım 2010 Çarşamba

Sıkça Sorulabilecek Sorular

Merhabalar, bu yazımda kimsenin sormadığı ama belkide aklınızdan geçen bir kaç sorunun yanıtını vereceğim. Başlayalım:

S: Sen kimsin arkadaşım?
Y: Ben normal geçimli bir ailenin tek çocuğuyum. 16Yaşındayım (17 sayılır). Oyunlara ve bilgisayara bayılırım. Böyle dediğime bakmayın günde 1 saat belki oyun oynuyorum çok nadiren oynarım oyun :)

S: Eee! Niye yazıyosun peki?
Y: Çünkü bir süre sonra insan bu bilgileri iyi niyet adına birileriyle paylaşmak istiyor. İnsanlarda yararlansın kazık yemesin CD'cilerde. Hele ki bide orjinal alıyorsanız önce bir okuyun güzel mi kötü mü. İyi kötü anlayıp alın oyunlarınızı. Normalde diğer sitelerde yazanların çoğu oyunu beğendirir de beğendirir. Ben oyunu oynarım, sevdiysem sevdiğimi söylerim sevmediysem kötüleyebildiğim kadar kötülerim. Bide insan yazmayı seviyorsa bu nedenlerden dolayı yazıyorum işte.

S: Yazdıkların çok karışık neden bu düzensizlik?
Y: Yazı yazdıkça daha çok düzeltmeye çalışıyorum aslında. Az kitap okurdum eskiden daha bu sene okumaya başladım az buçuk. O yüzden tam olarak cümleler oluşturamıyorum. Edebiyat'tan da nefret ettiğim için ve anlamadığım için cümleleri ateşlendiremiyorum hoşunuza gidecek şekle tam sokamıyorum. O yüzden de daha arkadaşça konuşuyorum sizinle gerçekte olduğu gibi. Daha yakın hissedin okurken sıkılmayın istiyorum.

S: Dersler nasıl?
Y: İyi çok şükür. Sözel tarafım. Az bişeyde fen bilirim ama eğitim şu anda berbat bir yerde olduğu için. Senin fen bilmen pek bi işe yaramıyor. Sadece Fen ve Sözel alamıyorsun. Fen seçersen sayısallarda geliyor. Sayısal seçersen tüm dersler geliyor. Saçma sapan şeyler eğitim berbat!

S: Kişiliğin nasıl?
Y: Kişilik olarak; içine kapanık biraz, çekingen, konuşmayı seven ama konuşamayan ve bu yüzdende saatlerini online oyunlarda geçirmeye çalışıp hiç bir iş başaramayan bir insanım. Şimdiye kadar oynayıpta iyi bir çok arkadaş edindiğim tek çok oyunculu (multiplayer) oyun "GTA San Andreas Multiplayer (SAMP)"tır. Tekrar kişiliğe dönecek olursak "Puıma İnsanları" nın bir çok özelliğini taşıyorum. Puma insanları yani balık burcunun gerçekten geldiği yer. İnsancıl, cana yakın, sevecen, köpek vs. gibi tatlı hayvanları seven bir insanım, kendime görede komik biriyim genelde de öyle değerlendirilirim. Ve öğretmenlerin ve ailemin de söylediği gibi "ZEKASI  OLAN AMA KULLANMAYAN" biriyim sanırım :)

S: Blog'un neden güncel değil çok aralıklarla geliyorsun?
Y: Evet düzensiz olduğunun bende farkındayım ancak her çıkan oyunu alıp oynamıyorum ve eskisi kadar teknolojinin içinde değilim kötü giden bir kaç ders sağolsun. Bu yüzden bu eksik kaldığım derslere çalışıyorum ve fazla vakit ayıramıyorum e yazı yazabilmek içinde önceden yazacağım şeyi mutlaka ya araştırmam yada oyunsa eğer oynamam gerekiyor. Buda biraz zaman alıyor dolayısıyla bende en güncel oyunları alıp yazmaya çalışıyorum bu kadarına yetiştirebiliyorum. Ancak tatil günlerinde daha çok güncel tutmaya çalışacağım. 90 Gün okul tatilinde de tamamen buraya yönelnmeyi düşünüyorum. Ta ki bir forumda güzel bir konuda moderatör olana kadar.

S: Daha önce de bu tip şeyler yaptın mı? Yazar, moderatör vb.?
Y: Evet, elbette yaptım. Bir çok yerde moderatör oldum son olarak www.joygame.com 'da Son Destan oyunun moderatörü olmuştum. Gerçekten çok mutluydum bu görevden çok hoşuma gidiyordu ve severek yapıyordum çok iyi insanlarla iş yapıyordum çünkü onlara güvenim sonsuzdu ancak araya kötü şeyler girene kadar. Bir kaç olay yaşadıktan sonra işler kötüye gitti bilgisayarı bıraktım hayata küstüm en sonunda da zaten siteye 1 yıldan fazladır girmedim ve görevimden alındım. Bu güzel site dışında da bir çok sitede moderatörlük yapmışlığım vardır. Yazarlık konusuna gelince, günlük vb. tutmam ama yazmayı senaryo yazmayı özellikde çok seviyorum.

S: İçinde kalan bişeyler var mı kimseye söyleyemediğin yanlış anlaşıldığın?
Y: Evet var içimde kalan ve söylemek istediğim bir şeyler var. Joygame'de moderatörlük yaptığım zamanda çok mutluydum. Yaşadığım bazı sorunlardan dolayı bir süre bilgisayar kullanmadım ve internete girmedim. Girsem dahi moderatörlük yapacak halim hiç yoktu. Ondan sonra 1 yıl neredeyse öyle geçti gitti. Ama ben hiç bir şey söyleyemedim Adminlere. Ne gideceğimi ne yerime birilerini bulmalarını sonradan ne bir özür ne bir haber. Ruh gibiydim resmen kaybolmuştum. Çok nadiren arada bir sadece siteye girebiliyordum.Ve şimdi her gün siteyi ve reklamlarını gördüğümde keşke söyleyebilseydim diyorum, ben gidiyorum diyebilseydim şimdi en azından gidip forumda bir konu açacak, bir konu hakkında yardım edecek bir şeyler yazmaya yüz bulabilirdim. Bir iki kişinin beni merak ettiğini gördüm forumda gerçekten bu benim için çok önemliydi. Umarım kimse bana kızgın değildir ve Joygame Son Destan oyuncularını da hüsrana uğrattığım için çok üzgünüm lütfen kusra bakmayın hiç böyle olsun istemezdim. Hayalim 4 yıl daha Joygame ile çalışmaktı. Ama olmadı işimi iyi yapamadım. Hepinize iyi eğlenceler :)

S: Oynayıpta en sevdiğin oyun ne?
Y: Sanırım GTA serisini gerçekten çok seviyorum. Bunun dışında adı çok duyulmayan ufak tefek yapımlarda var aralarda ve bir de unutmadan Half Life serisi ve Portal oyununa bayılıyorum. Garry's Mod'da Multiplayer acayip eğlenceli bir oyun oluyor.

Şimdilik bu kadar dinlediğiniz için teşekkür ederim. Thanks for read.

Günümüzdeki İnternet Tarayıcıları

Merhabalar,
Sizinde farkettiğiniz gibi günümüzde bir çok internet tarayıcısı mevcut. O kadar çok var ki bazen hangisini kullanacağımızı şaşırıyoruz. Ben bir çoğunu kullandım. (Şunları: Google Chrome, İnternet Explorer, Mozilla Firefox, Opera, Safari ve belki hatırlamadığım ufak tefek bişeyler daha) Peki neden bu kadar çok kullandım çünkü gerçekten hiç birinden istediğim sonucu alamamıştım. Ancak daha sonra deneye deneye hangisinin daha rahat, kullanımı kolay ve en çok istenilen olarak en hızlı olduğunu araştırdım. Burdan da yazacaklarım zaten kendi önerilerim. Başlayalım; ilk olarak İnternet Explorer'dan başlayayım. İnternet Explorer zaten Windows ile birlikte verildiği için birçok kullanıcı bu tarayıcıyı kullanıyor. Ancak benim gözlemlerime göre İnternet Explorer hem internette surf amaçlı dolanırken yavaş hemde bilgisayarda açılma ve kapanma hızı olarak yavaş. O yüzden de fazla kullanmadım kullanmıyorum da önermiyorum da. Mozilla Firefox'a gelicek olursak, Mozilla'nın en sevdiğim yönü olan tema çokluğu ve sayfa dizaynı. Açıklayalım hemen; Mozilla Firefox'ta istediğiniz temayı daha doğrusu ruh halinize uygun temayı rahatça bulabiliyorsunuz. Ne isterseniz kolayca koyabiliyorsunuz. Sayfa dizaynı konusuna gelirsek Mozilla'da kullanılan bir takım araçlar (add-ons) var bu araçlar ile sizin belirlediğiniz sitelerin sayfalarını başkalarının dizayn etti seçeneklerden seçerek sayfalara tema uygulayabiliyorsunuz. Örneğin Facebook'un sayfasını sade buluyorsunuz ve değiştirmek istiyorsunuz "Greasemonkey" denilen bir araç ile bunu gerçekleştirebiliyorsunuz. Böylece facebookta bulunan işe yaramayan "Tüm arkadaş listeni davet et yoksa çalışmaz" denilen grup ve sayfalardan kurtulmuş olursunuz ayrıca gerçekten de işe yarar bişeyler yapmış olursunuz en azından farkınız olur :) Eğer ortaya fark koymak istiyorsanız Mozilla Firefox'u önerebilirim. Ayrıca genelde Video izlemek içinde çoğu site Mozilla Firefox öneriyor. Google Chrome'a gelecek olursak ben şuan da Google Chrome kullanıyorum. Windows olarak bunu kullanıyorum bide Chrome'un Linux için "Chromium" olanı var onuda Linux'ta öneriyorum. Google Chrome arada bir sitelerde sorun yaratıyor sorunsuz bir tarayıcı değil ancak sadeliği tema kullansanız bile bir sadeliği var, kolay kullanımı ve hızı bana yetiyor bazen açmadğı sayfaları Opera kullanarak açıyorum o yüzden Chrome'un yanında başka bir tarayıcıyada gerek duyuluyor. Mozilla + Chrome olabilir. Opera'ya gelecek olursak Opera da sanırım en hızlı tarayıcı seçildi. Gerçektende yavaş olduğunu söyleyemiyeceğim. Ana sayfasına ekleyebildiğiniz 9 Hızlı Erişim bulunuyor. Böylece sürekli kullandığınız yerlere hızlıca erişebiliyorsunuz. Facebook, Google, Kendi Siteniz, Blogunuz, Twitter gibi şeyleri ekleyebilirsiniz. Safari de ise bilgisayarda iyi olmayan kullanıcılar biraz zorlanabilir o yüzden fazla önermiyorum ancak Apple için 1 numara Safaridir. Safarinin yanında getirdiği Apple destekli QuickTime Player ve ıTunes gibi araçlar var. Eee bu kadar şey anlattın hiç bişey anlamadık diyorsanız eğer kısaca şunu söyleyebilirim ki; eğer havalı olmak istiyorum bilgisayarımda diyorsanız Mozilla Firefox. Yok arkadaş o kadar hava sade göz yormayan sakin birşeyler istiyorum diyorsanız Google Chrome öneriyorum.

21 Kasım 2010 Pazar

Two Worlds 2

Tekrar merhaba arkadaşlar uzun bir aradan sonra tekrar beraberiz. Şimdi size anlatacağım oyun Two Worlds 2 öncelikle oyun hakkında kısa bilgiler veriyim.

Two Worlds 2 güzel grafikli bir RPG oyunudur. RPG Nedir? Role Playing Game yani Rol Yapma Oyunu. Gerçek hayatta ki gibi davrandığınız biraz daha tabi ki fantezi dünyasında geçen bir oyun türüdür.

Şimdi Two Worlds ile ilgili şunu söylemeliyim ki oyunu ilk defa duydum ve şu sıralarda böyle kılıçlı mılıçlı oyunlara takmış durumdayım. Assassins Creed sağolsun. Şimdi size şunu söylemeliyim ki benim bulduğum bu konularda hem en iyisi hemde grafikleri en iyi olan oyun. Mount & Blade'in de grafikleri güzel tabi ki ama nedense ben o oyunu sevemedim. Ama kötü demiyorum çok güzel bir oyun olmasına rağmen sevemedim. Şimdi oyunumuza dönücek olursak 3 in 1 durumu var yani 3 karakteristik özelliğin hepsi birinin içinde o da kontrol ettiğiniz kişi. Hem Kılıç hem Ok-Yay hemde Büyü konusunda kendinizi geliştiriyorsunuz. Genelde büyü sevmem ama güzel büyüler var gerçekten çok az kullandım ama ilk başta görevler veriliyor sanırım kullanmayı öğrenmek için onları yaparken öğreniyorsunuz biraz. Ok olayıda güzel oklarınız bitmiyor yani 1 tane yay ve 1 adet ok yetiyor diğer okları atabilirsiniz envanterde yer kaplamaması için. Tabii ki level yükseldikçe daha güzel şeyler kullanıyorsunuz.

OYNANIŞ

Oyun oynanış bakımından güzel ve ne tesadüftür ki Assassins Creed'e de benziyor grafik olarak değil oynanış olarak. Yani "Assassin Skilli"niz olsun, koşma olsun benziyorlar. Mouse'un sağ tık'ına basarak koşabiliyorsunuz ve eğer sabit duruyorsanız yani W,A,S,D tuşlarından herhangi birine basmıyorsanız Mouse'un sağ tık'ına bastığınızda adam eğilir ve böylece düşmanlarınızın arkasından sinsice giderek onlara sessiz bir şekilde saldırabilirsiniz. Birazcık strateji geliştirerek koca bi orduyu devirebilirsiniz belkide... Oyun oynanış bakımından kolay aslında diğer RPG'lere karşın. Çift kılıç kullanabiliyorsunuz tek elli kılıçlardan 2 tane takabiliyorsunuz yani. Çift elli kılıç kullandığınızda maalesef olmuyor. Ayrıca şöyle bir şey de var örneğin çayırda çimende geziyorsunuz dolaşırken "el işareti" çıkacaktır ve size "bunu alabilirsiniz" manası verecektir. Bu alacağınız şeyler çiçektir, ot ve diğer bitkilerdir. Bunlar tıpkı gerçek hayatta olduğumuz gibi topladığımız kekik, nane, ıhlamur, ada çayı vb. şeylerdir. Her birinin değişik özellikleri var ve bu otları birleştirerek bazı iksirler yani daha doğrusu içecekler oluşturuyorsunuz bunlarda size bazı güçler kazandırıyor örneğin 2 saat boyunca 5 kat daha hızlı olucaksınız veya canınız daha hızlı dolucak gibi ve bu otların içine kestiğiniz bazı hayvanlardan çıkan şeyleride karıştırabiliyorsunuz maksimum 5 farklı nesneyi karıştırabiliyorsunuz birbirine.

GRAFİK

Oyun grafik olarak gerçekten çok güzel. Arazide çok güzel tasarlanmış diyebilirim grafiksel açıdan. Uzun dalların üzerilerinden geçtiğinizde dallar sizinle beraber geliyor ve sizden kurtulduğunda geri gidiyor yaylanıyor. Sonuç olarak grafiksel açıdan iyi bir oyun mükemmel olmasa da size "uff bu ne biçim at ya" dedirtmicektir. Bir de resim vereyim kendiniz internetten bakarsınız elbette ama bir link olsun. http://www.oyuniks.net/wp-content/uploads/77176_TwoWorlds2_Altar_normal.jpg Aslınca bakarsanız buradakinden daha güzel olduğunu söyleyebilirim :)

Sonuç olarak; eğer RPG seviyorsanız ve bir Online oyun yerine onun online olmayanını (offline) oynamak istiyorsanız, grafikleride güzel olsun kolay oynansın büyüsü oku kılıcı hepsi bi arada olsun diyorsanız bu oyunu oynayabilirsiniz. Hoşunuza gideceğini düşünüyorum... İyi oyunlar.. :)

15 Mayıs 2010 Cumartesi

Just Cause 2

Merhaba arkadaşlar bugün ki yazımda Just Cause 2 oyununu tanıtıcam anlatıcam.
Just Cause hayranları zaten biliyorlar ancak şunu söyleyim oyunda sürekli Paraşüt + Kanca şeklinde bir oynayış mevcut. Tabii ki değişik silahlar ve araba motor helikopter uçak tekne filan sürmekte var.

Oynayış

Rico, Rico, Rico yine tüm şehri alt üst etmeye gitti. Yani gittik. Oyunda ki amacımız ortalığı dağıtabildiğimiz kadar dağıtıp Terriorty (Bölge) ele geçirmek. Oyunda ki tüm araçları kullanabiliyorsunuz bunun yanında kurulu MG42 yani minigunumsu bişey :) Hatta hatırladığım kadarıyla Minigunda vardı oyunda. Ve birçok taramlı silah ve tabanca kullanabiliyorsunuz tabii bombalarda var. Yani her aksiyon türü oyunda olduğu gibi bu oyunda da değişik silahlar mevcut. Motordan ateş edebiliyorsunuz giderken ancak arabanın içinde iken ALT tuşuna bası arabanın üstüne çıkmanız gerekiyor ateş edebilmek için. Bazı araçlarda genelde teknelerde kurulu olan silahları kullanmak için ALT bastığınızda teknenin üstüne atlıyor ya o haldeyken silah ne tarafınızda kalıyorsa o tuşa basın. yani önünüzdeyse "W" arkanızdaysa "S" sağdaysa "D" soldaysa "A" bu şekilde taramalı tüfekleri kullanabilirsiniz. Ayrıca bazı askeri araçların da kendi silahları mevcut direk sürerken kullanabileceğiniz. Örneğin görev yaparken bir uçağa biniyordunuz o uçakta vardı. Bu arada görev dedim de, görevleri alabilmek için ortalığı yakıp yıkmanız gerekiyor o yüzden bayağı bir dolanıcaksınız haritada oldukça büyük. Ayrıca GTA IV'a yakın grafikleri var ancak fizik motoru bakımından biraz daha düşük bu GTA IV fizik olarak üstün. Gerçi sürekli paraşüt kullandığınız için fizik kurallarını çokta tınlamıyorsunuz :)

DX9 - DX10 Gereksinim
Belki çok saçma gelicek ama bu oyun DX9 çalışmıyor DX10 çalışıyor en düşük ama ben oyuna baktığımda çok mükemmel grafikler göremedim en yüksek ayarlarda oynamama rağmen.. Ama yine de aklınızda bulunsun ekran kartınız DX9 ise almayın oyunu boşuna...

24 Nisan 2010 Cumartesi

Resident Evil 5

Merhaba arkadaşlar çok uzun bir aradan sonra tekrar yazılarımla ve sizlerleyim :) Bu yazımda resident evil 5' i anlatacağım. Başlayalım.

Oynayış
İlk olarak dikkatimi çeken yer burası olduğu için buradan başlamak istedim yazılarımda çok profesyonel değilim ancak okurken sizi sıkmakta istemiyorum o yüzden ne kadar eğlenceli ve kısa yazarsam o kadar iyidir diyerekten hemen başlıyorum.

RE4 (Resident Evil 4)'den farklı olarak mouse kullanımı mevcut bu oyunda. Fakat sağa sola dönerken yine ilk başlarda biraz sıkıntı çekiyorsunuz ama alışınca sorun olmuyor. İlk başlarda tabi oyuna alışma sahneleri olduğu için sizi fazla zorlamıyor ve zorladığı ilk sahnelere geldiğinizde zaten alışmış oluyorsunuz. Silah upgradeleri(yükseltmeleri) RE4'deki gibi Fire Power (atış gücü) Reload Speed (mermi değiştirme hızı) Capacity (Mermi kapasitesi) filan ancak yeni gelen birşey var Critical (Kritik) bu HS (Kafadan vurma Head Shot)'lerde daha fazla can götürmesini sağlıyor her zaman mı yoksa bazen mi onu tam çözemedim ama daha çok can götürdüğü altında ki açıklamasında yazıyor :) Hazır silahlara girmişken bahsedeyim bazılarından, RE4'ün hemen hemen bütün silahları mevcut oyunda; Shoutgun, Tabanca filan aynıları zaten yeni gelen bir sniper var eskisinde de grenade launcher vardı diye hatırlıyorum. Bunda da var. Silahları aslında fazla bahsetmek istemiyorum oynadıkça karşınıza silahlar çıkıyor o yüzden mutlaka envanterinizde bir yer boş kalmalı. Bu arada silahlardan bahsettik birde zırh var Melee Vest var bu ya size gelen damageleri azaltıyor yada sizin silah kullanmadan (bıçak, elektrik sopası, bomba) verdiğiniz hasarı arttırıyor. Sonradan gelen bir zırh daha var onuda Melee vest ile birlikte kullanıyorsunuz. O da sizin aldığınız zararı düşürüyor.

Ee buraya kadar geldik ama yardımcı karakterimizden bahsetmedik. Evet bu sefer ki oyunda RE4'den bir farklılık var aslında o oyunda da ashley vardı ancak silah filan yoktu onu biz koruyup babasına götürmeye çalışıyorduk. Bu oyunda tekrar bir kız arkadaşımız var bu arada bizim kullandığımız karakter Chris. Yanımızda ki kızın ismi ise Sheva biz bu zombilerin olduğu yere gittiğimizde bizim yanımıza gelip buralarda amerikanlardan hoşlanmadıklarını tek amerikalınında o olduğunu söyleyip yanımıza geliyor daha sonra orda ki arkadaşımız bize teçhizat veriyor ve silahlanıyoruz. Tabii ki sonra bizim onların arasında olduğumuzu anladıklarında kimin bize yardım ettiğini buluyorlar ve kafasını baltayla cellata kestiriyorlar. Sonra bizim bitirim ikili camdan bakarken yakalanıyor ve ara vidyo biterek bütün zombiler üzerimize geliyor bu daha oyunun başları. :) Bu sefer ki Co-Op [(Computer Operation sanırım) yani bilgisayar kullanıcı] daha zeki. Sniper kullanması yerde çıkarıp sniper kullanıyor. Tabanca kullanması gerektiği yerde çıkarıp tabanca kullanıyor. Mermileri boşa harcamıyor. Herb yani çiçekleri kendisi kombine edebiliyor bu arada eski oyunda 3 renk vardı sarı kırmızı yeşil bu sefer sadece yeşil ve kırmızı mevcut. Böylesi daha iyi olmuş ayrıca bu seferkinde sprey gibi birbirlerine sıkıyorlar ve ikisi yan yana ise ikisininde canı doluyor. Ve Co-Op'un göze batan en kötü yanı Grenade (el bombası) kullanamaması. Onun dışında kötü birşey görmedim ben :)

Oynayış az çok belli sanırım 2 kişisiniz kız arada sırada tek başına davranıyor. Sen tek başına kalabiliyorsun ama fazla uzun sürmüyor. Mouse sağ tuş'a basılı tutarak nişan alıyorsunuz ve sol tuş ile ateş ediyorsunuz veya bomba atıyorsunuz. Shift tuşu koşma tuşu. W,A,S,D Yön kullanımı E Envanter başka önemli birşey yok zaten.

Karakterler

Karakterlerden çok kısa bahsetmek istiyorum. Ben daha oyunu bitirmedim ama son chaptere (bölüme) 2 bölüm kaldı o yüzden bitirdim sayılır. Oyundaki karakterler ben Chris'i seçmiştim sanırım ilk başta seçeneklerin oluyor 2 kişi arasından birini seçmeni istiyor (öyle hatırlıyorum) Öyle birşey yoksa bile Chris ile başlayacaksınız. Chris'e yardımcı elemanımız Sheva. Sheva zeki bir bot hatta kendini fazlasıyla gösteriyor.

Dx9 Dx10 Teknolojisi
Şu anda DX11 olsa da oyun dx9 ve 10 destekli oyunun launcher'ini açtığınızda size dx9 mu yoksa 10 mu çalıştıracağınızı soruyor. Benim ekran kartı şu anda sadece dx9 destekli ama ilerde inşallah Nvidia 9800 GT Zotac almayı planlıyorum :D Kuzenimin PC'sinde gördüm fazla fark yok ama tabii ki dx10 biraz daha gerçekçi gösteriyor. ama dx10 ile 11 arasında çok daha büyük bir fark var. DX10 DX11 Destekli oyunlarda ikisini açıp bakarsanız anlarsınız. Aslına bakarsanız Textureler (Kaplama yer kaplamaları duvar ağaç filan) dışında fazla birşey değişmiyor dx9 dx10 arasında.

Eğer RE Fun'ıysanız zaten alacaksınızdır mutlaka ama ayrıca benimde önerimdir :) Gerçekten güzel oyun sadece biraz fazla RE4'e benziyor o kadar hatta Chris ve Leon bile birbirine hemen hemen çok benziyor. Grafiksel olarak Chris önde tiplemeler aynı sayılır.

Bu yazımda da bu kadar başka merak edilecek birşey yok sanırsam. Oynayış re4'ten daha güzel olduğu için almanızı şiddetle tavsiye ediyorum. İyi Oyunlar Dilerim :)

2 Şubat 2010 Salı

Son Destan

Merhaba arkadaşlar, aradan bayağı zaman geçti biliyorum, geçen seferde tanıtmıştım Son Destan'ı ama bu sefer Joygame olmayacak ve Son Destan'ı tek başına eleştireceğim. Oyunun önce güzel yanlarını söyleyeyim. Oyun grafik bakımından çok güzel. Oynanabilirlikte harika. Ama bazı sorunlar var, örneğin tam siz skill vurucakken yaratığa o ara yaratık size vuruyorsa skill boşa gidiyor ve vuramıyor skilli ama BP (Büyü Puanı-Mana)azalıyor. Tamam dedik hadi çok önemli değil yaratıklarda ama PvPlerde de böyle olunca gerçekten insanın sinirleri hopluyor. Hımm sinirleri hopluyor demişken... Oyunda OÖ Modu var gerçekten çok sinir birşey :) Ben 30 levelim adam 44 level gelmiş azımı yüzümü dağıtıyor. Yani isteyen istediğini kesebiliyor bende istesem şimdi gidip 11 leveli kesebilirim. Bide 11 Levelde sonra istediğine dalabiliyorsun 11 Levelin altındaki kimse PvP yapamıyor ne yüksek levelli birisi ona dalıyor ne de o başka birisine. Oyunda kasılmak gerçekten çok zor. Bence bu kadar olmamalıydı yaklaşık olarak 45 kişi sadece bu nedenden dolayı oyunu bıraktı ve bunlar tanıdıklarım. Yazık oldu hepside gayet kararlıydı JoyPara alma konusunda :D Şimdi JoyGame çok uzun süre burada kalıcak gibi yani Son Destan'da. Sonra ne getirir bakalım. Bizde ona göre eleştiricez. Ama oyunu eleştiricem dedim, eleştirmek sadece kötü yanlarını söylemek değildir. Birde oyunun iyi yanları var tabii ki. Arkadaş ortamı mükemmel. Yani gidip yüksek level birine "Selam şu konuda görevim var yardım eder misin?" dersen %98 yardım eder. Ayrıca oyunda mutlaka OG(Oyun Görevlisi-GM) oluyor. Oyuna alıştıktan sonra sevmemeniz mümkün değil kesinlikle tavsiye ediyorum çok beğendiğim bir MMORPG ve oyunun şu anda hiç bir hilesi bulunmamaktadır.